Popüler Yayınlar

27 Mart 2012 Salı

I can do it too: "Trap", installation, 2007

I can do it too: "Trap", installation, 2007: more installations

Asansörlü fıkra

ASANSÖR (FIKRA)




KÖYDE OTURAN BABA VE OĞUL BÜYÜK ŞEHRE İLK DEFA GELMİŞLER.



ALIŞVERİŞ MERKEZİNDE ZEMİN KATTAKİ İKİ GÜMÜŞ RENKLİ PARLAK DUVARIN AĞIR AĞIR AÇILIP KAPANMASI İLGİLERİNİ ÇEKMİŞ.

”BU NE BABA“ DİYE SORMUŞ OĞLAN.



HAYATLARINDA HİÇ ASANSÖR GÖRMEMİŞLER.

BABA “BİLEMİYORUM OĞUL“ DEMİŞ.

ONLAR BU İLGİNÇ ŞEYİ NEFESLERİNİ TUTUP İZLERKEN TEKERLEKLİ SANDALYELİ YAŞLI BİR KADIN GÜMÜŞ RENKLİ DUVARLARA DOĞRU GİTMİŞ VE BİR DÜĞMEYE BASMIŞ. DUVARLAR AÇILMIŞ, YAŞLI KADIN YOĞUN

IŞIKLI KÜÇÜK BİR ODAYA GİRMİŞ,

DUVARLAR KAPANMIŞ, OĞLAN VE BABASI KAPININ ÜZERİNDEKİ KÜÇÜKTEN BÜYÜĞE DOĞRU YANIP SÖNEN IŞIKLI RAKAMLARI İZLEMİŞ.

SON RAKAMDAN SONRA AYNI SIRAYLA BU SEFER GERİYE DOĞRU IŞIKLAR TEKER TEKER YANMIŞ.

SONUNDA DUVAR İKİ TARAFA KAYARAK AÇILMIŞ,



DIŞARI 24 YAŞLARINDA İNCECİK MUHTEŞEM BİR FISTIK ÇIKMIŞ

“OĞLUM” DEMİŞ ADAM ; KIZDAN GÖZLERİNİ AYIRAMAYARAK

“KOŞ, KOŞ ANANI GETİR “.

18 Mart 2012 Pazar

Vatan Gazetesinde, Can Ataklı'nın köşesinde çıkan şiirim

Bugün sizlere Çanakkale Zaferi ile ilgili günümüze de gönderme yapan Erhan Tığlı’nın bir taşlamasını sunmak istiyorum;




Şanımızdır Geçmişten Geleceğe



Düşman yığdı karşımıza demirini çeliğini



Siperler döndü kıyamete



Bora, fırtına olmuş yağıyordu



Kurşun, top-tüfek ve gülle



Ama Mehmetçik tınmıyordu bile



Yıkıyordu elinin tersiyle



İnsanlık düşkünlerini yere



Ne işin var burada diye...



Akıyor akıyordu sel gibi



Dalıyordu doludizgin



Şehitliğin gül bahçesine.





***





Ders al bu destandan ey genç!



Saklanma köşe bucakta



Sarmasın benliğini kara düşünce



Savaş kötülerle kelle kucakta



Kaçma sorumluluktan iş başa düşünce.



Çiçekler derle atanın gücünden



Olma miskinliğe kul köle



Kalk ayağa, durma öyle



Hadi koş, hadi coş, hadi gürle!





*****





Yıldırım Tuna’dan bu hafta gelenler



İşin bitmiş



Hayli yaşlı adam çapkınlık yapmak için şehrin “Kırmızı fenerli” otellerinden birine gitmiş, onu odasında gören lolita “Şaka yapıyor olmalısın amca” demiş, “Senin işin bitmiş.. Bitmişşş!” Adam “Nasıl?” demiş. “Bitmiş diyorum, bitti artık..!” Yaşlı adam “Hadi ya?” demiş sevinerek, “Borcum ne kadar?..”



Bir de onu görseydiniz



Küçük Timmy sınıftaki yoklama defterinin üzerine bir sinek resmi çizmiş, sınıf öğretmeni onu sahici zannedip cetvelle patlatıp durmuş üzerine, sınıf defteri yırtılıp gerçek ortaya çıkınca hayli sinirlenip küçük oğlanı babasına şikayet etmek için okula çağırtmış, “Sınıf defteri paramparça oldu“ diyerek. “O da bir şey mi efendim?” demiş adam perişan bir vaziyette, “Bir gece geç saatte arkadaşlarla buluştuğumuz bardan eve geldim, seninki sobanın üzerine çıplak kadın resmi çizmiş, bacaklarımın, kollarımın içini, çenemin altını bir görseydiniz, inanın bir yıl yanık tedavisi gördüm..!”



Tek teşhis



“ D.. Doktor” demiş emekli profesör, “Rektal muayene çok canımı acıttı.. Ne yaptınız öyle?..” Doktor “2 parmağımla birden muayene ettim efendim” demiş. “T.. Tevekkeli.. N.. Neden?” diye sormuş emekli profesör. Doktor cevaplamış: “Hatırlamıyor musunuz? Dersinizin sınavında tek teşhisle yetindim diye beni 1 yıl sınıfta bırakmıştınız efendim..”



Saçmalıyorum



“Kadınlardan anlayan en çapkın erkek” yarışmasına İngiliz, Amerikalı ve bizim Temel katılmış. İlk soru İngiliz’e sorulmuş, “Bir kızla ilk defa çıkıyorsunuz, onu öpmek istediniz, neresinden öperdiniz?” diye.“Ellerinden” diye cevap vermiş İngiliz. Jüri “ Doğru” diye onaylamış. İkinci soru Amerikalı’ya sorulmuş, “Aynı kızla 2. defa buluştunuz, onu öpmek istediniz, neresinden öperdiniz?” Amerikalı “Dudaklarından..” diye cevap vermiş. Jüri cevabın doğruluğunu onaylamış ve 3. yarışmacı Temel’e dönüp sormuşlar “Aynı kızla 3. defa buluştunuz, onu öpmek istediniz, neresinden öpersiniz?” diye. “Arkadaşlar, ben yarışmadan çekiliyorum” demiş Temel, “İlk 2 soruda da saçmaladım ve aynı yanlış cevabı verip duruyorum, devam edemem yani..!”





*****





Gani Yıldız’dan



Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni en çok ihlal eden ülkeymiş. Avrupa’da da iyi sabır var; bu kadar ihlale rağmen sözleşmeyi tek taraflı feshetmiyor!





***





Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Kentsel dönüşüm kapsamında vatandaş riskli binasını kendisi yıkmazsa biz yıkacağız” demiş. İyi bari, aranızda halledin de işi depreme bırakmayın!





***





Litresi 4.53 TL’lik fiyatıyla Avrupa’nın en pahalı benzinini kullanıyormuşuz. Bari durumdan olumlu bir şey çıkarıp Türkçe’ye bir katkı yapalım; ucuz şeyler için “sudan ucuz” deriz, bundan sonra pahalılar için de “benzinden pahalı”yı kullanalım!





***





Meydan savaşına sahne olan Eğitim Komisyonu’nun AKP’li vekilleri “Medya dışarı” diye bağırmış. Bu ülkede medyanın gerçekleri göstermesi istenmediği zaman mensuplarının başına iki şey gelir; ya “içeri girerler” ya da dışarı çıkarılırlar!





*****





Çobana konser: Bu kadar komik olmak zorunda mısınız?



Gazetelerde harika bir fotoğraf vardı. Gerçi televizyonlarda görüntüsünü de izledik ama bazen bir fotoğraf akan görüntülerden çok daha fazla şey ifade edebiliyor.



Fotoğraf şuydu: Dağın başı. Bir çoban kepeneği ile bir tabureye oturtulmuş. Karşısında bir klasik müzik orkestrası. Bir şey çaldıkları anlaşılıyor.



Çobanın etrafını şehirli giyimli kişiler sarmışlar. Çoban şaşkın. Çevresindekiler çok önemli bir iş yapıyor olmanın mutluluğu ile çobanı hayranlıkla izliyorlar.



Komik, absürd bir görüntü.



Neymiş Kültür Bakanlığı’nın senfoni orkestrası Anadolu’da konser vermeye gidiyormuş.



Yolda bir koyun sürüsü ve onları otlatan çoban görmüşler.



Hemen inmişler otobüsten, aletlerini almışlar. Çobanı da otobüsten getirdikleri bir tabureye oturtmuşlar, başlamışlar klasik müzik konseri vermeye.



Güler misiniz ağlar mısınız?



Anadolu insanının klasik müzikle tanıştırılması olarak nitelemişler durumu.



Oysa korkunç bir şey.



İşgüzarlık mı diyeyim, saçmalık mı, aptal popülizm mi yoksa Kültür Bakanlığı’nın klasik müzikle alay etmek için bulduğu dahiyane bir yol mu?



Hepsi. Ama en ağırlıklısı sonuncu şık gibi geliyor bana. Bugünkü iktidar zihniyetinin klasik müzikle ilgisi olmadığı gibi aslında karşılar da.



Ama ne çare ki tümden yok edemiyorlar.



İşte bu yolla küçük düşürmeye alay etmeye çalışıyorlar.



Sadece o görüntü bile klasik müzikle ilgisi olmayan kesimlerde sadece kahkaha attırır.



Kendini aydın sanan, iktidarın güdümünde menfaatlerini kollamak için Cumhuriyetin ilk yıllarında başlatılan klasik müzik faaliyetlerini alaya alanların bile aklına bu kadar saçmalık gelmemişti.











Yazarın Önceki Yazıları

“Karşıt görüş” yine hortladı ( 17.03.2012 )

Zaman aşımı olmasa ne olacaktı ki... ( 15.03.2012 )

Stratfor iktidarın başına çok iş açacak ( 14.03.2012 )

Her şeye rağmen Atatürk’ü öldürememişler ( 13.03.2012 )

Türk kelimesinden neden bu kadar utanç duyuyorlar? ( 12.03.2012 )

Erdoğan da Evren gibi yapıyor ( 11.03.2012 )

Başbakan’ın yargıyla sınavı ( 10.03.2012 )

Savcılar MİT Müsteşarı için izin istedi mi? ( 08.03.2012 )

AKP döneminde gazetecilik bitirildi ( 07.03.2012 )

Tüm Yazılarına ulaşmak için Tıklayın (1592 yazı)







FACEBOOK YORUM Facebook hesabınızla yorum yapın, daha hızlı onaylansın!


Yorum yaz efe BİROL - (25965 yorum) (5)Kendi ulkemizde pkk teroru ile yeteri kadar başarılı mucadele edemiyoruz.Türk Askeri Afganistanda abd kontrolundeki asya ulkesinde talibana karşı mucadle ediyor.12 askerimiz helikopter kazası ile şehit oldu.Aden Korfezinde Somalili korsan avında Turk hucumbotlarının başarıları ile ovunmeye çalışıyoruz.ABDnin Afganistandaki savaşından,Aden Korfezindeki korsandan bize ne.

18.03.2012 08:19:30 İlk oylayan sen ol! 0

0

0 efe BİROL - (25965 yorum) (4)GAZETEVATAN haber portalinde erbakanın miras davasında saadet partisi susma kararı almış.Gerekçe olarak partinin daha fazla yıpranmaması için suskun kalınacak açıklaması var.Herşey ortaya çıktı.Vatandaştan toplanan sozde cihat paraları,şahsi servete dahil edildi ve miras paylaşmada kardeşlerinin hakkı yenildi iddiası ile kavga başladı.

Resimlerle Hayat:

Resimlerle Hayat:

17 Mart 2012 Cumartesi

HARBİCİ MİZAH: ERHAN TIĞLI TAŞLAMALARIYLA ARAMIZDA !...

HARBİCİ MİZAH: ERHAN TIĞLI TAŞLAMALARIYLA ARAMIZDA !...: Mizah Yazarlarının en delikanlısı Erhan Tığlı Ağabeyimiz taşlamalarıyla HARBİCİ MİZAH'ta. Erhan Abimize bu taşlamalar için çok teş...

15 Mart 2012 Perşembe

Kitabım Hakkında..

ERHAN TIĞLI’nın BÜYÜ adlı şiir kitabı hakkında Ne Dediler Ne Demediler?




Türkan Şoray: Benim büyüleyici güzelliğimden daha etkili bir şiir kitabı. Okuyanın benliğine güneş doğuyor, gönlüne de ay...

Hülya Avşar: Bu kitapta şeytan tüyü var herhalde. Okuduktan sonra her çorbaya maydanoz olmaktan vazgeçtim, pilav üstü döner olmaya karar verdim!

Kibariye: İyi ki okuma yazma öğrenmişim anacığım, yoksa bu kitabı okuma zevkini tadamayacaktım.

Sibel Can: Bu kitap beni yarım kilo zayıflattı.

Mustafa Topaloğlu: Allah sizi inandırsın, uzaylıların elinde bu kitap vardı...

Muhbir Vatandaş: Kitaptaki taşlamalar hem muzır hem de hınzır neşriyata giriyor. İçindeki taşlamaları okuyunca kızdım. Taşlama yerine güzelleme yazsaydı ya. Çocukları ve gençleri taş atmaya teşvik etmek istediği belli.

Böyle kitapları toplatmalı, çarpmalı, dört işleme tabi tutmalı. 18 yaşından küçüklerin okumasını yasaklamalı ve de zinhar okullara sokmamalı. Araştırdığıma göre, kitabın yazarı öğretmenken tebliğler dergisinde tavsiye edilmeyen kitapları okutmak, okunmalarını sağlamak gibi yüz kızartıcı bir suçtan cezalandırılmış. Şimdi galiba emekli ama hâlâ uslanmamış demek ki!

Öküz Altında Buzağı Arama Derneği Yönetim Kurulu:

Kitap tarafımızdan incelenmiş olup okunması, okutulması sakıncalı görülmüştür.

İlk sayfadaki şiirde şair, adam aradığını yazıyor. Adam yok mu yani, sayın büyüklerimiz adamdan sayılmıyor mu? Doğ Güneşim Doğ şiirinde, güneşin doğması, sisi karanlığı kovması isteniyor. Her taraf güllük gülistanlık, günlük güneşlikken bu istek abes kaçtığı gibi, ortalık karanlık gösteriliyor. Barış adlı şiir dindar ve kindar gençlik yetiştirme politikasına ters, şiirin son paragrafında sevginin cumhuriyeti kurulur, denilerek içinde bulunduğumuz cumhuriyet yok sayılıyor, zihinler bulandırılıyor karamsarlık aşılanıyor...

“Hadi Öp”, “Öptüm Seni” ve diğer aşk şiirlerinde etik değerler yerle bir ediliyor. Yaşlı ve evli barklı bir kimseye bu tür şiirler yakışmıyor, gençlere kötü örnek olunuyor.

Daha verilecek birçok misal var ama kafamız, pardon, yerimiz dar. Çok şükür, gençlerimiz okumaktan çok internete dadandılar da, böyle kitaplarla zehirlenmiyorlar.

Mualla Dantela: Bu kitabı şahsen bizzat büyü hakkında fikir edinmek için almıştım ama şiir çıktı, içinde büyü yapmakla ilgili bir şey bulamadım. Paramı geri isterim. Dizi izlemek varken ne yapayım şiir kitabını canım, hem zaten ben kendim şiirim ayol!

Falcı Cevriye Bacı: Büyü yapmak, büyü bozmak benim işim. Kitabına niye başka bir ad vermedin be kardeşim? Çabuk değiştir, yoksa alırım façanı, kurtaramazsın elimden paçanı!

Elleştirmen Erten Bilen: Kitap ünlü ve bol reklamlı bir yayınevinden çıkmadığı için söz etmeye değmez. Üstelik içindeki şiirler imgeden yoksun, simgelere yaslanamamış, postmodern renk armonisinden uzak kalmış. Modalara adalara el atamamış...

Şairi 50 yıldır yazıyormuş ama hiç semtimize uğramadı, meyhanede içki falan ısmarlamadı. Bir kokteyl verip kitabını tanıtmadı. Verdiğim mesaj anlaşıldı herhalde...

11 Mart 2012 Pazar

Fıkralar

Herkes mutlu




Çiftler evlenince ekonomik açıdan herkes mutlu oluyor. Oteller, fotoğrafçılar, nikah şekeri imalatçıları, davetiye basanlar, boşanma avukatları..



Çek arabanı



Karım arabasını dar caddeye bırakıp marketten akşam için bir şeyler almaya gitti, ben arabada beklerken bir müddet sonra trafik polisinin biri gelip camı tıklattı; “Arabanızı buradan hemen çekin...” dedi, “ileriye radar yerleştirdik, yakalayacağımız arabalar sizin yüzünüzden mecburen yavaşlamak zorunda kalıyorlar, elde makbuz sıkıntıdan patladık yani..!”



Süpermen



Adam sabaha karşı sarhoş bir şekilde eve dönünce karısı kapıyı açıp “Hoş geldin Süpermen” demiş “Bu saate kadar neredeydin Süpermen?..” Adam “Müşteriler geldi, patronla birlikte yemeğe götürdük” demiş sallanarak ve eklemiş; “Neden bana Süpermen diyip duruyorsun aşkım?” diye “ Valla..” demiş kadın dişlerini sıkarak, “Pantolonunun üzerine donunu giyen tanıdığım bir tek o var da ondan!”



Nerede unutmuş?



Jinekolog kontrolünden eve döndükten sonra külotunun üzerinde olmadığını anlayan kadın doktorunu arayıp “Özür dilerim, acaba külotumu muayenehanenizde mi unutmuşum?” diye sormuş, doktor içeri gidip bakmış ve telefona dönerek “Hayır hanımefendi, külotunuz burada değil” diye cevap vermiş. “Tamam o zaman sizi rahatsız ettim” demiş kadın, “O zaman kasapta bırakmışım demek.”





*****





Gani Yıldız’dan



Genel Kurul’dan sonra Milli Eğitim Komisyonu’nda da yumrukların konuştuğunu gördük. Bütünlük içinde çalışan bir Meclis’e sahip olduğumuz için gururluyuz!





***





Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Yeni teşvik paketi cari açığı çözmeye yardımcı olacak” demiş. Valla paket çözmezse futbolda verilen teşvikleri ekonomiye yönlendirsinler, cari açık sıfıra iner!





***





“En zengin Türkler”in servetinde 9.4 milyar dolarlık erime varmış. Zenginin “eriyen malı” bile züğürdün çenesini yoruyor!





***





“Kadına şiddet” konusunda yapılan araştırmalarda sağlıklı sonuç almak zormuş. Çünkü aile içinde yaşananlar, “Kol kırılır, yen içinde kalır” mantığıyla gizleniyormuş. Sorunun geldiği nokta, “Kafa kırılır, kan içinde kalır” olduğundan, gizlemeyi ve gizlenmeyi bırakıp şeffaf olmak çözüm yolunun başlangıcı sanki.





***





Japonya’nın “deprem gurusu” Prof. Yoshimori Honkura, Marmara Denizi’nde beklediği büyük depremle ilgili uyarılarda bulunmuş. Dua edelim de yetkililerimiz bu sese “guru gürültü” demesin ve profesöre kulak versin!





***





İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, “Keşke AK Parti gibi bir parti daha olsa, ülke siyaseten daha zengin olur” demiş. Doğru; hem ülke siyaseten zengin olur hem de daha fazla insan “siyasetten” zengin olur!





***





Sınavların daha hızlı değerlendirilmesi için bu yıl cevap kağıtları ÖSYM’ye “kırmızı kutu”da taşınacakmış. Bari yanında bir de “kara kutu” koysunlar da, kağıtlar “kazaya uğrarsa” ne olduğunu daha kolay anlayalım!





0

0 Hakkı Kurt - (11150 yorum) ALİ BABACAN,YENİ EKONOMİK TEDBİRLERİ HAZIRLAYIP BAŞBAKAN'A SUNDUKLARINI AÇIKLADI.BU ÖNLEMLERİN UYGULANMASI İLE CARİ AÇIK SORUNUNUN KALMAYACAĞINI SÖYLEDİ.MADEM Kİ BÖYLE BİR SEÇENEK VARDI DA,'CARİ AÇIĞIN REKOR ÜSTÜNE REKOR KIRMASI İÇİN NEYİ BEKLEDİNİZ'DİYE SORMAZLAR MI ADAMA?

Haber...

solid 1px #000000;">
Habertürk

7 Mart 2012 Çarşamba

ŞARKILAR SENİ SÖYLER(KADIN)

ŞARKILAR SENİ SÖYLER

Kadındır kalbimize düşen cemre
Kadındır yaşamı güzelleştiren ece
Severse güneşli sabahlara uyanırız
Sevmezse kaplar her yanımızı kapkaranlık bir gece
Ancak onunla çözülür aşk denilen bilmece
Kimi zaman bir kitaptır kadın sayfalar dolusu
Kimi zaman da bir hece...
Erkek kadınla çoğalır, kadınıyla büyür
Cüce olsa bile o yanındayken kendini yüce görür.
***
Şarkılar seni söyler
Şiir sensin
Karda kışta bile içimizde
Bahar yeli gibi esersin
Bakışın gülüşünle gönül bahçemize
Gül karanfil dikersin...
Erhan Tığlı
erhantigli@mynet.com
******************

1 Mart 2012 Perşembe

Güldüren düşündüren fıkralar

Kalp hastası temel
Çok ağır bir kalp krizi geçiren Temel, aylarca süren bir dizi önlem ve
> tedavi sonucu iyileşmiş, taburcu olmadan önce “Sonuçlarınız mükemmel..”
> demiş doktoru Dursun , “15 yaşındaki bir delikanlının kalbi ne kadar güçlü
> ise sizinki de öyle.. İsterseniz koşup futbol bile
> oynayabilirsiniz. .”Temel
> sevinçle evine gitmiş, Fadimeye ” Karicuğum tamamen iyileştum. Bu
> gece daha evvel hiç yapmadiğumuz şekilde bir ‘vahşi aşk’a ne dersun?”
> demiş.
> Fadime bir an düşünmüş, “Bilemeyrum. .” demiş son derece isteksiz,
> “Bole bir aşk kalbini zorlayabilur. Ama doktor bir rapor yazıp imzalarsa
> belki olabilir, riske girmek istemeyrum.. !” diye cevap vermiş.
>
> Temel hemen doktoruna koşmuş, durumu anlatmış,
>
> “Tabii..Tabii. .” demiş doktor Dursun, almış antetli kağıdını eline
> başlamış yazmaya..
> “Bay Temel benim kontrolümdeki hastamdır. Kalbi son derece güçlüdür.
> Çılgın, ihtiraslı, heyecanlı bir seksi ne zaman isterse yapabilir..
>
> İmza Dr. Dursun..”
> “Tamam oldu işte..” demiş doktor,
>
> “Haa.. Bir de Karinizun adı neydi yazıyı ona hitaben yazayum.”
>
> Diye sormuş Temele.
>
> “Boş verun doktor..” demiş Temel sevinçten yerinde duramayarak
>
> “olayı kişiselleştirup kapsaminu daraltmayalım
> ‘İlgilisine’ deyun yeter..”



Elektrik süpürgesi
Elektirik süpürgesi satıcısı bir evin kapısını çalmış. Kapıyı açan kadına:
“Hanımefendi, elimde gördüğünüz kova çöp dolu,” deyip kovayı evin
içinde doğru boşaltmış ve devam etmiş, “Elimdeki elektirik süpürgesi
ile beş dakikada bütün çöpleri temizleyeceğim. Temizleyemezsem,
hepsini afiyetle yiyeceğim.”
Şaşkın kadın satıcıya boş boş bakmış ve:
“Beyefendi, yanında içecek ne alırsınız? Elektirikler kesik!”

Para
Amerika`dan döner dönmez, elindeki kocaman bavulla Meclis kürsüsüne
çıkan Bakan :
- Bu bavulun içinde tam 14.3 milyar dolar var, demiş.
Arkasından da sormuş:
- Bu parayı nüfusumuza bölersek, kişi başına kaç dolar düşer?
Milletvekilinin biri, derhal ayağa kalkarak cevap vermiş
- 26 milyon dolar…
- Ama 14.3 milyarı,70 milyona böldüğümüzde 26 milyon çıkmaz ki…
- Ben, 70 milyona bölmedim ki…
- Kaça böldün?
- 550`ye!..


8 E-posta