Popüler Yayınlar

21 Ağustos 2010 Cumartesi

AŞK...

Milliyetteki Aşk konulu yazınızı ilgiyle okudum. Ben katkıda bulunmak istiyorum. Dost selamlar.
Aşk bir çocuk gibi doğmalı içimizde, bizi sevince boğmalı, gitgide büyümeli, serpilmeli, çiçeklenmeli.
Oysa tersi oluyor çağımızda. Büyük bir aşk(!) zamanla küçülüp kayıplara karışıveriyor, yerini nefret alıyor...
Eskiden giysilerimizi onarır, yeniden giyerdik. Şimdi böyle şeylerle uğraşmıyor, hemen bir yensini alıyoruz. Sökük ve yırtıklarla zamanımızı öldürmüyoruz! Tüketim toplumu bize eski at, yenisini al diyor...
Aşk da onarılmıyor artık. Eskiyince kadırıp atıyor, yeni aşklara yelken açıyoruz...
Aşk yaşamalı, yaşatmalı ama öldürüyor, öldürtüyor! Kişiler sevdiğini öldürmese bile kıskançlık ve ihanetlerle onu ölmekten beter ediyor...
Geçenlerde şu şarkıyla dansettiklerini gördüm:
Damarımda kanımsın
sevgilimsin canımsın(Ne güzel)
Başkasını seversen
bil ki yaşatmam seni!(Haydaa...Oldu mu ya?)
Kimi aşık da sevgilisinin kollarında ölmek istiyor, geride kalanın halini düşünmüyor:
Bahriyeli güzelsin
niçin beni üzersin
öldürürsen sen öldür
sevabıma girersin...
****
Çarşamba yollarında
Kelepçe kollarımda
Allah canımı alsın
o yarin kollarında
Böyle diyor bir türkü, Allah beni yaşatsın o yarin kollarında, demeliydi...

Hiç yorum yok: