Popüler Yayınlar

30 Ocak 2012 Pazartesi









28 Ocak 2012 Cumartesi

imeceMİZAH: Özlem

imeceMİZAH: Özlem: Bir gece, Gecede bir uyku.. Uykunun içinde ben... Uyuyorum, Uykudayım, Yanımda sen. Uykunun içinde bir rüya, Rüyamda bir gece, Ge...

27 Ocak 2012 Cuma

Aşkınızı Yemeyin!

AŞKINIZI YEMEYİN

Bir şiirimde şöyle demiştim:
Koyunu seviyorsun
Kurban ediyorsun
Horozu seviyorsun
Kesip yiyorsun
Kuşu seviyorsun
Kafeste hapsediyorsun
Sakın böyle sevme beni
Aman ne olursun!
Sevgimiz, aşkımız budur bizim. Sevdiklerimizi nazla, kaprisle, kıskançlıkla canlarından bezdiririz, sevdiklerine seveceklerine pişman ederiz. Kara zindanlara atarız bencil tutkularımızla, ah of çektirmekten, bunaltmaktan adeta zevk alırız. Sevgimizle öldürürüz sevdiklerimizi ya da yaşayan ölü haline getiririz. Gelin bu duygumuzu da şöyle şiirleştirelim:
Balığın Kaderi
Seni o kadar severiz ki
Ya akvaryumda hapsederiz
Ya da avlar yeriz!
Kusura bakma
İnsanız biz
Yamyamdır sevgimiz!
Ana baba evladı arasında da görülür bu çeşit bir sevgi(!)...
Oysa sevgi, aşk özveri, erdem ve güzellik demektir. Birbirimizin başını yemek, kafa ütülemek, sadece kendini düşünmek değildir. Hoşgörü ve emektir, ben değil biz demektir.
Gönül bahçesine çiçek dikmektir.
**************************

22 Ocak 2012 Pazar

KARA BİR RÜZGÂR

KARA BİR RÜZGÂR



Kara bir rüzgârdı üstünde bir yurdun,

Kara bir vicdan, kapkara.

Esip durdu hışım gibi, taun gibi;

Akla düşman, aydınlığa.



Kara bir rüzgârdı, kötücül, zalim,

Daha doğmadan söndüren tomurcuğu.

Genç kızın ergenlik düşüne düşman,

Bebek bakışındaki meraka.



Kara bir rüzgârdı, kara kalpli,

Mağaralarda beslenmişti,

Yarasalardan esinlenmişti,

Nefretle bilenmişti, hınçla.



Kara bir rüzgârdı, geçtiği her yerde

Zehirliyordu iyi ve canlı ne varsa;


Aydınlık uç vermesin diye

O topraklarda bir daha.



Kara bir rüzgârdı, hiçbir şey

Daha ölümcül olamazdı ondan;

İnsanın sapkınlığıydı çünkü;

İnsan görünümlü, insana düşman.



Kara bir rüzgârdı, zifir kara,

Uçurum gibi açılmıştı ağzı;

Esti üzerinde toplulukların,

Boyun eğmiş, yazgıya razı.



Kara bir rüzgârdı, can alıcı,

Yedeğinde cellatlar, mezbahalar, ceza evleri;

Buyruğunda kara büyü, kara ruh, kararmış adalet,

Elinde ölüm terazisi, cinayet kılıcı.



Kara bir rüzgârdı, esmekte hâlâ,

Karanlık saçarak, kötülük ve riya;

Gömmek için iskelet elleriyle

Bir ülkeyi dönüşsüz karanlığa.



Ataol Behramoğlu

21 Ocak 2012 Cumartesi

MİZAH ve ŞİİR: *HABERimiz oldu, *HABERiniz olsun.!. .  OTOBÜS...

MİZAH ve ŞİİR: *HABERimiz oldu,
*HABERiniz olsun.!. . 
OTOBÜS...
: * HABER imiz oldu, * HABER iniz olsun.!. .  OTOBÜS / Bu oyun bir kara komedi, oyun boyunca perdeye yüzlerce karikatür yansıyor. Stan...

BÜYÜ

BÜYÜ

Büyü çocuğum büyü
Çek yalanın üstünden
Aldatıcı kara örtüyü
Büyü çocuğum büyü
Kur güzelliğe köprüyü
Çözülsün karanlık büyü
Yaşa gönlünce
Yaşamak adlı öyküyü
***
Büyü çocuğum büyü
Uyandır bilinçsiz uykuyu
Yırt at kuşkuyu
Göm mezara korkuyu
Çekmesin derinliğine seni
Karamsarlık adlı kör kuyu
***
Büyü çocuğum büyü
Korkma dokuz köyden kovulmaktan
Unutma onuncu köyü.
Erhan Tığlı
erhantigli@mynet.com
Not: Bu şiir BÜYÜ adlı şiir kitabımın şiirlerinden biridir.

20 Ocak 2012 Cuma

Yaşam Dersleri

YAŞAM DERSLERİ

ASLAN DOĞURMAK

Hayvanlar bir gün kim daha çok çocuk doğurabilir diye çekişmeye başlarlar.

Hep birlikte dişi aslana gidip danışırlar.

`Sen kaç çocuk doğurabiliyorsun? ` diye sormuşlar aslana.

`Bir.` diye yanıtlar dişli aslan. `Fakat ben aslan doğururum.`

DERSİMİZ;
NİTELİK, NİCELİKTEN ÖNEMLİDİR.

...............................................................................................


YENGEÇ İLE ANNESİ

`Neden böyle yan yan yürüyorsun yavrum` diye sorar anne yengeç çocuğuna.

`Düzgün yürüsene ! ` dİye de çıkışır.

- `Pekala anne` der çocuk.

- `Sen önümden düzgün yürü, ben seni takip ederim. `

DERSİMİZ;
HAREKETLER SÖZLERDEN ÖNDE GELİR.

...............................................................................................

ASLAN, KOYUN, KURT VE TİLKİ

Aslanın biri, bir koyunu yanına çağırır ve nefesinin kokup kokmadığını sorar.

- Evet ! Kokuyor? diye yanıtlar koyun.

Aslan bu yanıta kızar ve koyunu oracıkta parçalar.

Daha sonra kurda seslenip yanına çağırır, ona da aynı soruyu sorar.

- Hayır ! Kokmuyor ? diye yanıtlar kurt korkudan zangır zangır titreyerek.

Ancak o da yağcılık yaptığı için aslanın öfkesinden kurtulamaz.

Sıra tilkiye gelmiştir. Aynı soruyu tilkiye de sorar.

Tilkinin yanıtı şöyle olur;

- Üzgünüm, üşütmüşüm biraz, o yüzden burnum koku almıyor !

DERSİMİZ;
AKILLI KİŞİ TEHLİKELİ DURUMLARDA KONUŞMAZ !

...............................................................................................


KAZLAR VE TURNALAR

Kazlar ve turnalar bir gün aynı tarlada yiyecek ararlarken birden yanlarına yaklaşmaya çalışan avcıyı fark ederler.

Turnalar daha çevik ve hafif oldukları için hemen uçarlar.

Oysa kazlar ağır hareket ettikleri için avcıdan kurtulamazlar.

DERSIMIZ;
YAKALANANLAR HER ZAMAN SUÇLU OLANLAR DEĞİLDİR.

...............................................................................................


HASTA GEYİK

Yaşlı bir geyik hasta düşer ve daha rahat otlayabilmek için güzel otlarla dolu bir çalılıkta yaşamaya başlar.

Çevresindeki bütün hayvanlarla iyi geçindiği için pek çok hayvan sık sık geyiğin ziyaretine gelir.

Zamanla her gelen hayvan bu güzel otlardan tatmaya başlayınca kısa süre sonra tüm otlar biter.

Geyik hastalıktan kurtulur ama yiyecek hiçbir şeyi kalmadığı için bir süre sonra açlıktan ölür.

DERSİMİZ;
SİZCE ?

...............................................................................................

FARELERİN TOPLANTISI

Bir gün fareler bir araya gelirler ve başlarına musallat olan bir kediden kurtulma planları yaparlar.

Pek çok fikir öne sürülür.

Ama, hiçbiri kabul görmez.

En sonunda genç bir fare kedinin boynuna bir çan asmayı önerir.

Böylece kedi kendilerine yaklaşırken farkına varacak ve kaçabileceklerdir.

Bu öneri fareler tarafından alkışlarla onaylanır.

Bu arada bir köşede sessizce onları dinlemekte olan yaşlı bir fare ayağa kalkar ve bu önerinin çok zekice olduğunu, başarılı olacağından hiç kuşkusu olmadığını belirtir.

Fakat, der, kafamı bir soru kurcalıyor.

- Çanı kedinin boynuna KİM asacak ???

DERSİMİZ;
İYİ BİR PLAN YAPMAK AYRI, O PLANI GERÇEKLEŞTİRMEK AYRIDIR.


İnsanlar FELSEFE yi;


Çocukken MASAL`lardan,

Büyüyünce KiTAP`lardan,

İhtiyarlarlayınca da arkalarında kalan YAŞAM`larından Öğrenirler...

14 Ocak 2012 Cumartesi

Söz Meclisten Dışarı: Dövmeli

Söz Meclisten Dışarı: Dövmeli: Karanfilin moruna ölürüm yar yoluna güllü dövme yaptırmış göbeğine koluna Ah bir dövme olaydım kalçasına koynuna

Söz Meclisten Dışarı

12 Ocak 2012 Perşembe

erhantigli - Birgo

erhantigli - Birgo

   


Birgo aracılığı ile erhantigli blogundan gönderilmiştir.


 

Türküleşsin Dünya

TÜRKÜLEŞSİN DÜNYA
Atın sigarayı ağzınızdan, çıkarın derdi tasayı kafanızdan. Dudağınızda sigara yerine türkü taşıyın. Her gün bir türkü tutturun, alışın türkü söylemeye. Bir türkünüz olsun söylenecek. Kızdığınız olaylardan türkü söyleyerek alın hıncınızı. Bir türkü tutturun, bir türkü tüttürün doğan güne karşı. Türküler silsin içinizdeki isi, dumanı. Şöyle deyin örneğin:
Sigaranın dumanı/ Yoktur IMF’nin imanı/Gelmeyecek mi daha/ Kredisiz yaşama zamanı?/ Dışa bağımlı olursan/ Dinlemez kimse “aman”ı.
Hep paramız dalgalanacak değil ya. Biz de dalgalanırız arada sırada. Hemen başlayın ı zaman türkünüze: “Coştum yine dalgalanıyorum ben/Üç kadeh içtim sevdalanıyorum ben.”
Kendinizi pek yalnız, dostsuz, arkadaşsız mı hissediyorsunuz, başlayın türküye:
“Hey dingala dingala/ Kömür koydum mangala
Amerika, Avrupa dostum çok/ Çalkala yavrum çalkala!”
Bakkala gidip bir şeyler almak istediniz ama cebinizde para yok. Üzülmeyin, türküye sığının: “Yaz tahtaya bir daha/Tut defteri hesabı/Sarı çizmeli Mehmet ağa/Bir gün öder hesabı...” deyiverdiniz mi tamam. Ama dikkat edin ha! Bakkal da size, “Veresiye vere vere kalmadı/ Allah canımı almadı” türküsünü söylemesin...
Sabahleyin kalktınız. Terslikler üst üste geldi. Elektrik yanmadı, sular akmadı, buzdolabı tamtakır kuru bakır. Kahvaltı yapamadınız. Beklediğiniz otobüse kalabalıktan bir türlü binemediniz. İşinize geç kalmamak için yayan yapıldak yollara düşmek zorunda kaldınız ve karda kışta çamurların içine daldınız. Sakın kızıp köpürerek masmavi gününüzü karartmaya kalkmayın ha! Olur böyle vakalar...Beterin beteri var. İşsiz de kalabilirdiniz. Olmayacak şey mi yani? Çatlasanız patlasanız da neyi değiştirebileceksiniz ki tek başınıza. Öfkeyle kalkanın zararla oturacağını unutmayın da uslu uslu türkünüzü okuyun bakayım.
Tek tek basaraktan, bade süzerekten, inci dizerekten gel canım gel aman...
Kim mi gelecek? Güzel günler gelecek. Zaten onun geleceği umudu değil mi bizleri yaşama bağlayan, sabretmemizi sağlayan. Umut eski bir türküdür, hiç bıkmadan söylenen gündüz gece, tümce tümce, hece hece. Eskidir ama yeniye açıktır kapısı, sağlamdır yapısı. Umut türküsüdür yeşerten mutluluğumuzu. Öyle bir türküdür ki o, filizlenir, dallanıp budaklanırız onunla, çiçek açarız, meyve veririz, karamsarlığın, kötümserliğin canına okuruz.
Doğruluğu, iyiliği, güzelliği kilim gibi dokuruz.
Sımsıcak bir sevda soluğuyla türküleşti mi dünya, gel de türkü söyleme doğayla birlikte. Gel de doğmasın içine burcu burcu bir tutku, yaşama sevinci. Anadolu da bir türküdür bilene, görene, anlayana. Gelin soldurmayalım onu, sulayalım özsuyumuzla, canlandıralım emeğimizle, çabamızla. Başarılarımız kılıç olsun keskin, geriliği, tutuculuğu yensin. Kalksın ortadan kavga, kin. Ekinimiz yeşersin. Sıcacık ekmek olsun yaşamak, paylaşalım kardeşçe, yaşayalım özgürce. Erdem, özveri yolunda yürüyelim gündüz gece.
“Görecek günler var daha
Aldırma gönül aldırma!”
Erhan Tığlı
erhantigli@mynet.com
Not: Türküleşsin Dünya kitabımdan alınmıştır.

11 Ocak 2012 Çarşamba

Söz Meclisten Dışarı: Cepli Dilber

Söz Meclisten Dışarı: Cepli Dilber: Hep yanındadır cebi konuşur, mesaj çeker hiç boş duramaz eli Eğer cepsiz kalırsa perişan olur hali Not: Yeni yayınlanmaya başlayan Mayd...

10 Ocak 2012 Salı

4 Ocak 2012 Çarşamba

Eşkiya Gözlüme

EŞKİYA GÖZLÜME

Yağma eder yorgun gecelerimi
Senin eşkıya gözlerin
Özleminin zindanına atar garip gönlümü
Aşkının kırk haramileri
Açıl susam açıl derim saatlerce
Açılmaz mutluluğun kapısı...
Kilidi sendedir çünkü
Umudum sende...
***
Hadi yağmur ol da gel bir an önce
Kar yağmadan umduğum dağlara
Döndür beni yemyeşil bahçelere bağlara
Erhan TIĞLI