Popüler Yayınlar

29 Kasım 2010 Pazartesi

SOYANLAR ve SOYUNANLAR...


SOYANLAR SOYUNANLAR...

Kimi soyunarak para kazanır bu dünyada
Kimi soyarak...
Kimi de soyanlara soyunanlara
Ağzının suyu aka aka bakarak...
****
Soyguncu “Ya paranı ya canını” der tercih hakkı bırakır
Kadın her ikisini de alır, hiçbir şey bırakmaz...
***
Çok akıllı kadındır sosyete Suzan
Peşin paraya soyunur
Taksitle giyinir...
***
Bir hırsız aynı mağazayı üç kere soyunca niye böyle yaptığını sordular.
İçini çekerek şöyle dedi: “Oradan karıma bir elbise getirmiştim. Beğenmedi. Üç kere değiştirmek zorunda kaldım.”
***
Genç ve güzel bir kızla yaşlı bir kadın, doktora gitmişlerdi. Doktor, genç kıza soyunmasını söyledi. Kız, “İyi ama hasta olan ben değilim, teyzem” deyince doktor yaşlı kadına döndü, “Ağzınızı açın ve a deyin” dedi.
***
Kadın doktora gitmişti. Doktor ona paravananın ardına geçip soyunmasını söyledi.
Bir süre sonra da, “Soyundunuz mu?” diye sordu.
Kadın, yakışıklı doktora bakarak fıkırdadı: “Evet doktor bey, ya siz?”
***
Erkek papağanın kafesine çiftleşmesi için bir dişi papağan getirmişlerdi. Sabahleyin bir de baktılar ki, dişi papağanın bütün tüyleri yolunmuş.
“Tüyleri sen mi yoldun?” diye sordular.
“Tabii ya” dedi erkek papağan. “O işi soymadan mı yapacaktım yani?”
***
Şuh yıldızımızın medyada çok çıktığı için çıplak fotosu
Yaptığı işlerden daha fazla biliniyor göğsü bacağı poposu!
***
Anlı şanlı yıldızımız önce mankenliğe soyundu
Sonra sunuculuğa soyundu
Çevirdiği filmlerde soyundu da soyundu...
Soyunmaktan giyinmeye fırsat bulamadı!
***
El üstünde tutuluyor soyunanlar ve soyanlar
Biz değil onlar bu vatanın en iyisi en hası!
Sanatçıların(!)soyunması kadar ses getirmiyor
Köylünün alın teri dökerek yetiştirdiği
Sebzesi armudu üzümü elması...
ERHAN TIĞLI
erhantigli@mynet.com
*******************

26 Kasım 2010 Cuma

Yaz gelince sıcak basar, kişi soyunmak ister...


   
Yaz gelince sıcak basar, kişi soyunmak ister...

Birgo aracılığı ile erhantigli blogundan gönderilmiştir.


 

17 Kasım 2010 Çarşamba

Gül Gülüşlü çevre


   
 

   
 

Kirletilip durulursa böyle acımasızcarngül gülüşlü çevrernhain ellerin kurbanı olursarnhava su toprakrnve de çam bırakılmazsa devire devirernher yer döner revirernhasret kalırız maviye yeşile


   
Kirletilip durulursa böyle acımasızcarngül gülüşlü çevrernhain ellerin kurbanı olursarnhava su toprakrnve de çam bırakılmazsa devire devirernher yer döner revirernhasret kalırız maviye yeşile

Birgo aracılığı ile erhantigli blogundan gönderilmiştir.


 

UYARI


Kirletilip durursa böyle acımasızca
hava su toprak
hain ellerin kurbanı olursa
gül gülüşlü çevre
ve de çam bırakılmazsa
devire devire...
Her yer döner revire
hasret kalırız maviye yeşile...

11 Kasım 2010 Perşembe

AŞKINIZI YEMEYİN


AŞKINIZI YEMEYİN

Bir şiirimde şöyle demiştim:
Koyunu seviyorsun
Kurban ediyorsun
Horozu seviyorsun
Kesip yiyorsun
Kuşu seviyorsun
Kafeste hapsediyorsun
Sakın böyle sevme beni
Aman ne olursun!
Sevgimiz, aşkımız budur bizim. Sevdiklerimizi nazla, kaprisle, kıskançlıkla canlarından bezdiririz, sevdiklerine seveceklerine pişman ederiz. Kara zindanlara atarız bencil tutkularımızla, ah of çektirmekten, bunaltmaktan adeta zevk alırız. Sevgimizle öldürürüz sevdiklerimizi ya da yaşayan ölü haline getiririz. Gelin bu duygumuzu da şöyle şiirleştirelim:
Balığın Kaderi
Seni o kadar severiz ki
Ya akvaryumda hapsederiz
Ya da avlar yeriz!
Kusura bakma
İnsanız biz
Yamyamdır sevgimiz!
Ana baba evladı arasında da görülür bu çeşit bir sevgi(!)...
Oysa sevgi, aşk özveri, erdem ve güzellik demektir. Birbirimizin başını yemek, kafa ütülemek, sadece kendini düşünmek değildir. Hoşgörü ve emektir, ben değil biz demektir.
Gönül bahçesine çiçek dikmektir.
**************************

6 Kasım 2010 Cumartesi

Dünya Nasıl Düzelir?


İnsan

Haftanın yorgunluğunu üzerinde taşıyan baba, pazar sabahı gazeteleri önüne almış, akşama kadar oturup dinlenmenin keyfini çıkarmaya hazırlanırken küçük oğlu yanına gelmiş:
- Baba, söz vermiştin, demiş, hani beni pazar sabahı parka götürecektin...
Adam ne diyeceğini şaşırmış. Tam o anda gözüne bir gazetenin verdiği dünya haritası ilişmiş...
Haritayı küçük parçalara ayırıp oğluna uzatmış:
- Bu haritayı birleştirebilirsen seni parka götürürüm, demiş.
İçinden de “Oh çok iyi ettim, coğrafya profesörü bile toplayamaz bunu” diye söylenmiş...
Ancak aradan daha 10 dakika geçmeden çocuk haritayı birleştirip getirmez mi?
Adam gözlerine inanamamış... Nasıl becerdin bunu, diye sorunca çocuk şöyle demiş:
- Bana verdiğin haritanın arkasında insan resmi vardı... İnsanı düzeltince dünya kendiliğinden düzeldi!
- ******

1 Kasım 2010 Pazartesi

Facebook (1) | Not Yaz

Facebook (1) | Not Yaz
MUTLULUK NERDE?

Mutluluk kuş olup uçuyordu
Hemen yakaladım
Kafese koydum
Ama özgür yaşamak istedi
Kaçıp gitti kafesinden
Aradım taradım
Bir türlü bulamadım
Tam umudu kesiyordum ki
Çocuğun gözlerinde gördüm
O yaramazı
Elimi uzatınca uçuverdi
Dudaklarına kondu çocuğun
Güldü çocuk gül oldu
Mutluluk çoğaldı
Evren gül rengine boyandı